SubConv created subtitle

ROMEO ÖLMELİ

 

Efendim?

Büyükannem bana
bu şarkıyı söylerdi.

 

Çok güzel.

Özellikle su kısmı
çok seviyorum:

''Bir zamanlar kayıptım,
simdi ise bulundum. ''

Örneğin sen. Buraya gelmek
için kafayı yemiş olman gerekir.

Sen de kaybolmuşsundur herhalde.

Bunu görüyor musun?
Ödemelerin için.

 

O kadar neşeli bir birine
benzediğin için...

...bu da bahşişin.

 

Neden buradan gitmiyorsun?

Henüz içkilerimizi bitirmedik.

 

Simdi bitti mi?

Bırak onu, Po.

 

Böyle bir belaya ihtiyacımız yok.

 

Sakın geri gelme, mankafa.

 

-Po, çıkar onları buradan.
-Defolun!

 

Hemen.

 

Gidelim.

Hayatınla kumar mı oynayacaksın?

Kumarhaneler tam buna göre.

 

Biraz egzersiz iyi gelir.

 

Tabanca insan öldürmez.

 

İnsan insanı öldürür.

 

Örneğin makineli tüfekli
bu iki herif.

Ateş etmeye başlarlarsa...

...hiçbiriniz evine gidemez.

 

Siz işimi bozuyorsunuz.
Eğer siyah değilseniz...

...beni kızdırmadan
çıksanız iyi olur.

 

Çıkalım buradan. Gidelim.

 

Bayanlar, özür dileriz.

-N'apıyorsun, Kai?
-Çıkar onları buradan.

-Sen de.
-Hayır. Hayır. Kal.

 

Sen de, lütfen.

Ne yapıyorsun orada?
Bir savaşın ortasındayız.

Artık büyüdüm.
Belki fark etmedin de.

O zenciler seni
ilk fırsatta gömeceklerdir.

Benim için çalışıyorsun, Kai.

Baban için çalışıyorum.

Kafanı kumdan çıkar.

Savaş süresince benim
sorumluluğumdasın.

 

Kendime bakabilirim.

 

Aman Tanrım.

 

Kaplan, beni öldürüyorsun.
Bu oyundan nefret ediyorum.

 

Telefonun var.

Evden alayım.

 

Biraz dinlenmeye ihtiyacım var.

Neden stres yaşadığını bilmiyorum.

 

Haydi ama. Nedenini biliyorsun.
Geleceğin iş anlaşmaları bilardo...

...salonunda değil, birilerinin
çiftlik evinde yapılacak.

Bunu biliyorsun.

 

İsaak, dürüst olma
konusunda ciddisin.

İhtiyar Mac için bir planın
var mı bilmek istiyorum.

 

Yoksa iş ilanlarına mı bakmalıyım.

 

Yaşadığım sürece...

...is ilanları konusunda
endişelenmene gerek yok.

 

Tamam.

 

Haydi, evlat.

Sadece sen ve ben.

 

Alo?

 

Hey, benim için neyin var?

 

Emin misin?

Ne oldu?

 

Pekala.

 

Sorun nedir?

 

Biri Ch'u'nun oğlunu iptal etmiş.

 

En kısa sürede Ch'uyla toplantı
ayarla. Oğlunu kimin öldürdüğünü bul.

 

Aklından bile geçirme.
Tamam mı?

 

HSlNG KANG CEZAEVİ

 

Hey, nereye gidiyorsun?

 

Hipodroma.
Üçüncü yarış için tüyo aldım.

 

Tüyo mu? Söyleyecek misin?

 

Bir keresinde tüyo almıştım
ama gidip bahis oynamadım.

 

Gitmem gerekiyor.

 

Bugün de böyle geçecek.

 

Hey! Bir dakika.

 

Benim için de oyna.

 

Bay O'Day.

 

Bay Sing, B 12 kapısında.

Sağ ol.

 

Metal detektörlerinde
çok başarılıydın.

Herkesi dürüst yapıyor.

 

Bay Sing, en içten
başsağlığı dileklerimi sunarım.

Teşekkürler.

 

Oğlunuza olan şey çok trajikti.

 

Gereksizdi.

 

Bu işi şahsen araştıracağım.

 

Etkilenmediysem, kusuruma bakmayın.

 

Bay Sing.

 

Benim kamptan biri...

...asla ailenize el sürmez.

Tıpkı sizinkiler benimkilere el
sürecek kadar aptal olmadıkları gibi.

Asla olmaz.

 

İş ortaklığımız devam edecek.

 

Bunu duyduğuma sevindim.
Teşekkürler.

 

Oğlum ve kızım için 24 saat
koruma istiyorum.

Her şey ayarlandı, patron.

 

Çocuklar için limonlu
tart yap, tamam mı?

 

Bir imzanız lazım.

 

-Buyurun.
-Teşekkürler.

-Bir şey değil.
-İzninizle.

-Bunun küçüğü var mı?
-Bir dakika. Amy.

Bayana yardım eder misin?
Size yardım edecek.

 

-Ne yapıyorsunuz?
-Bize birkaç numaran var mı?

 

Söyle, müziğin sesini açsın.

 

Nasıl dans ettiğimizi göster.

 

Benim için mağazaya bak.

 

Lanet olsun.

 

Dükkanın adına bak:
Yılan ateşi.

 

Güzel. Çok güzel.

 

Kool and the Gang bizim
zamanımızda popülerdi.

 

Çok güzel müzik.

 

Tanışıyor muyuz?

 

Neden tanımıyormuş gibi davranıyorsun?
Baban için çalıştığımı biliyorsun.

-Evet. Adın ''M'' ile başlıyor.
-Evet, bildin.

 

Moron.

 

Komik. Maurice, tamam mı?

 

Anılarımızı tazelemek isterdim
ama şu anda meşgulüm...

...sonra yapalım, tamam mı?

-Böyle olmaz.
-Efendim?

Baban birilerinin sinirini
üstünde topladı...

...Mac de seni korumamı istiyor.

Sana bir şey diyeyim.

Babam ve Mac'in yaptıkları
beni ilgilendirmiyor.

Onlardan istediğin kadar nefret
et. Bu sadece seni ilgilendirir.

Fakat seni gözden kaybetmememi
söyledilerse, günah çıkarmaya...

...gittiğinde bile sen, ben
ve rahip olacağız.

Çok saçma.

Bak, arabam şurada.

 

Arka koltuk, ya da bagaj.
İşini kolaylaştır.

Senin secimin.

 

Sihirli sözcüğü bekliyorum.

 

Lütfen mi?

 

Kibirli.

Arkada jelibon ve
boyama defterleri var.

-Çok komik.
-Bebek bakıcılığı yapıyorum.

Çocuklara bir şeyler
götürmem gerekiyor.

 

Ayağımı arabaya sokabilir miyim?
Lanet olsun!

Lanet olsun!

 

NFL, lige yeni katılacak takımın...

...Oakland'dan çıkacağını söyledi.

Yeni takım sahiplerinin kim olacağı
henüz açıklığa kavuşmadı.

Ayrıntılar için Jody Vance'a
bağlanıyoruz.

 

Perry, bu hafta birkaç
yatırımcı grubu NFL 'e teklif veriyor.

 

Raiders 2. kez şehri terk ettiğinde
artık futbolla isimiz bitti sanmıştım.

-Evet, iş yaratacak.
-Ne?

İs. Yeni bir stad inşa
etmeleri gerekirse...

...şanssızlık yaşayan bazılarımız
is bulabilir.

Harold, senin şanssız kıçın
15 yıldır o sandalyeden kalkmadı.

Kıçını iki kez ısırsalar bile
is bulamazsın sen.

Komik olduğunu sanıyorsun, değil mi?

 

Size bir paket var.

 

Kendini komik sandığın için gülüyorum.

 

Teşekkürler.

İş mi istiyorsun, Harold?
Aç şu kahrolası kutuyu.

Bak şuna.

Kim sana hediye yollamış?

Bilmem. Herhalde karındır.

İşte yine başladın.

 

Sağ ol.

 

-Affedersiniz.
-Çalışmıyorum.

Beni buraya götürür müsünüz?

İngilizce anlamıyor musun?

İki kelime: Ben çalışmıyorum.

 

Nasılsın?

 

Nasılsın?

 

Harika müzik, değil mi?

Müzik harika.
Adın ne, kız?

 

Adın ne, dedim!

 

Ne? Koca Adam'ı sevmiyor musun?
Hiçbir şey bilmiyorsun.

 

-N'aber, Alonso?
-N'aber, Trish?

-Sadece bakıyorum. Albüm alacağım.
-Bugünlük bu kadar mı?

 

-Bunu ekleyeyim mi?
-Evet, lütfen.

 

Sağ ol.

 

İşte benim müziğim!

 

Lanet olsun!

İşte benim müziğim.
Tam sana göre bir şeyim var.

 

Benim suçum.

 

Lanet olsun!

 

Şükürler olsun. Sür, yeter.

 

İki kelime: Ben çalışmıyorum.

 

Benden de sana iki kelime:
Sen çalışırsan, 50 dolar.

 

Seni bulacağım!
Nerede çalıştığını biliyorum!

 

Bana bir iyilik yap
ve beni buradan götür.

 

Kim o?

 

Kimse.

 

Araba kullanmayı nerede öğrendin?

-TAKSİ ŞÖFÖR EHLİYETİ
-Ahkbar mı?

 

Hong Kong.

 

Taksimetreyi açacak mısın?

 

Hong Kong'da sık sık taksi
çalar mısın?

 

Kenara çekeyim mi?

Hayır, hayır. Buradan dön.

 

Söylesene, Ahkbar. Hong Kong
hakkında söyledikleri doğru mu?

 

Neymiş?

Hepiniz kung fu biliyorsunuz.

Elbette.

Devlet yasası.

 

Kafanla tahta kırabilir misin?

Tabii.

 

Bunu görmek isterim.
Çok tehlikeli bir adam olmalısın.

 

Korkuyor musun?

 

Sakın alınma fakat...

...senden çok daha
tehlikeli adamlar tanıyorum.

 

Sağda duralım.

 

Para istemez.

Sende kalsın. Polisleri aramam.

Paranı istemiyorum.

 

İyi birine benziyorsun.

Öyleyim.

 

Yeni bir meslek bulmalısın.
Araba çalmak sana göre değil.

 

Adın ne?

Aramanı mı isteyeceğim sanki?

Telefonum yok.

Evet. Orası kesin.

 

Ayrıca berbat araba kullanıyorsun.

 

Kamulaştırmalar ne durumda?

Çok iyi gidiyor.

3 kişinin daha imzası gerekiyor.

Acık konuşalım.
NFL'le dalga geçilmez.

Bu onların Amerikası ve verdikleri
süre bir hafta içinde doluyor.

Biliyorum.

 

Bir şeyi hatırlamalısın, Bay Roth.

 

Bazı insanlar 30 yıldır orada
dükkan işletiyor.

 

Karar vermek için birkaç güne
daha ihtiyaç duyarlarsa ne olacak?

 

Çok gergin günler geçiriyoruz.
Anlıyor musunuz?

 

Lanet olsun.

 

Kendini öldürüyorsun.

Golf bir güç değil, incelik oyunudur.

 

Bu açıdan aynen hayata benziyor.

 

Önemli olan vücudun birlikte
çalışmasına izin vermek.

 

Omuzdan iyi dönmek istiyorsan,
bileklerini kırmak zorundasın.

 

Gözlerini toptan ayırma.

 

Bu sopayı sevmedim.
Bana uymuyor.

Geç bu bahaneleri.

Dükkan sahiplerine saygımız sonsuz.
Kamulaştırma olmadan, anlaşma olmaz.

 

Anlaşma olmazsa,
ödeme olmaz, böylece...

 

-Bugünlerdeki popüler terim ne?
-Mangiz.

Evet. Mangiz olmaz.

 

Anlaşıldı mı?

Bir işi yapacağım diyorsam, yaparım.

 

Hey. Geciktiğim için üzgünüm.

Nasıl alışveriş yaptığın düşünülürse,
erken bile geldin.

Öyle mi? Çok komik.
Harika şeyler buldum.

Güzel. Aferin.
Kardeşin arkada.

 

Öldürülen herif var ya?

Ch'u'nun oğlu mu?

 

Beni aradı. Tuhaf değil mi?
Öldürüldüğü gece hem de.

Tanrım.

 

Ne istedi, Colin?

Bilmiyorum. Dinle, dostum.

Seni sonra ararım.

Colin, bir saat içinde büromda ol.

 

Burada iş yapmamanı istemiştim.

-Selam, kardeş. Seni de görmek güzel.
-Ciddiyim, Colin. Haydi ama.

Burası benim mahallem, tamam mı?
Çocuklar sürekli buraya takılıyor.

-Konu sadece buysa...
-Tekrar aynı nutuğu okuma.

Bir kez olsun oraya gitmeyelim.

 

Telefonda babamla konuşuyordum.

 

Dinle. O bir iş adamı.
Ben o iş adamı için çalışıyorum.

Bunun için öfkelenme.

 

Colin, dur.

 

Dinle. Üzgünüm.

 

Sadece senin için
endişeleniyorum, tamam mı?

Hepsi bu.

 

Evet, biliyorum.

 

Ben de seni seviyorum, Trish.

 

Benim için endişelenmene
gerek yok ama.

İyiyim.

 

Han, başaramayacağız.

 

Başaracağız. Bana tutun.

 

Hangi yöne gidiyoruz?

 

Hong Kong'un ışıklarına doğru.

 

Tekrar arama

 

İyi akşamlar. Yılan Ateşi.

 

İşte o, bebeğim.

 

Neler güzel?

 

Otoparkı dene.

 

İşimi yapmaya çalışıyorum, Trish.
Aynen Mo gibi.

Bu sabah yaptığın aptallığı anlattı.

Gerçekten aptallıkmış.

 

Çinli herif öldürüldüğü için
ortalık bir hayli gerilecek.

Bu da senin işlerinden miydi?

Acemi işi. Benim tarzımın
olmadığını biliyorsun.

Üzgünüm.
Sizleri yanlış mı anladım?

 

Nasıl olduğum hakkında en ufak
bir tahminin bile yok.

Neden anlatmıyorsun?

 

Başlangıç için görüntümün
derinlerine inmelisin.

Oldukça ciddi bir görüntün var.

Senin de öyle. Aslında herkesin.

Kimseye ihtiyacı olmadığını söyleyen
kız, sen değilsin. ''Gerçek sen'' değil.

-Kendini Kobe Bryant'a mı saklıyorsun?
-Sence bunu mu yapıyorum?

Onunla tanışmış olabileceğin
ihtimalini göz ardı etmemelisin.

 

Babama göre ayak takımısın.
Bir hiçsin.

 

Haklısın.

 

Fakat bazen bir erkeğin kendi
işini kurması gerekir.

 

Kendi çıkarlarını gözetmesi.

 

Bunu nasıl fark etmedim?

Galiba sana umutsuzca aşığım.

İstediğin kadar dalga geç. Er ya da
geç senin için fazla olacağım.

 

O kahverengi gözlerin sulanacak ve
benden 2 tane olmasını isteyeceksin.

 

Kendini istediğin kadar tıka.
İştahım kaçtı.

Otur.

 

Bana saygı duymana gerek yok ama
seni korumamıza izin vereceksin.

Anlıyor musun?

 

Anlıyor musun?

 

Mac, kadınlara karşı ağzın
iyi laf yapıyor.

 

Eddie Murphy istersem,
sinemaya giderim.

Evet, adam.

 

Güzel. Ona biraz daha yağsız
su falan ver.

 

İçkim nerede?

 

Ne bakıyorsunuz?

 

Deponun sonuna kadar git!

 

Gelen telefondan söz etmeyi bırak.

Adam beni aradı, buluşmak
istediğini söyledi.

 

Ne için?

Bilmiyorum.
O kadar uzun konuşmadık.

Bu savaşı durdurmak için bir fikri
olabileceğini söyledi.

Bir fikir mi?

 

Ona güvenmedim, o yüzden
benimle Silk'te buluş dedim.

 

Telefon geldiği anda
beni aramalıydın.

 

Belki gelecek sefere caddeyi
geçtiğimde elimi tutmalısın.

Kiminle konuşuyorsun?
Seni döve döve morartırım.

Saygısızlık etmek istemedim.

 

Yetişkin gibi davranmaya çalışıyorum.
Seni koruyorum.

Beni korumana gerek yok, Colin.

 

Buyur otur.

 

Haydi, otursana.

 

Anlat.

 

Büyük bir anlaşma üzerinde
çalışıyorum. Büyük bir anlaşma.

 

İstediğim olursa, artık bu gangster
dünyasından kurtulacağız.

Bundan sonra her şey
kesinlikle yasal olmalı.

 

Nasıl yani?

 

Çocuğum için başka planlar yapıyorum.

 

Bu olaydan sen de pay alacaksın.
Seni temin ederim.

 

Fakat Colin, kafanı kullanmalısın.

Ve dinlemelisin.

Ne dediğimi anlıyor musun?

 

Evet, baba.

 

İçkini bitir.

 

Collard Green.

Kara Mac.

 

Bir terslik mi var?

 

Sen söyle.

 

Hey, şef.

 

Kötü haber vermek istemezdim
ama bunu görmelisin.

 

Oakland'de bomba - 3 kişi öldü.

 

Calvin'in yeri mi?

 

Dünyanın en tatlı adamı.

 

Bu suçlamaları hemen bitirmeliyiz.

 

Burada işler bir hayli çılgınca.

 

Sen iyi misin?

 

Bana bir dakika ver.

 

Tamam, patron.

 

İşte tam orada.

 

Tamam. Dükkanı kapat.

 

-Bu gece çıkıyoruz, değil mi?
-Kesinlikle.

 

İzle onu.

 

Ahkbar. Burada ne işin var?

Sana bir şey sormalı...

Ben polisleri çağırmadan önce
dairemden çık.

Lütfen.

İşlenen suçlarda beceriksizleşen
tek tanıdığımsın. Senin derdin ne?

Kardeşim öldürülmeden önce
en son bu numarayı aramış.

Senin dükkanın numarası.

 

Öyle.

 

Fakat kardeşini tanımıyorum.

-Neden benimle konuşmak istesin?
-Dükkanını aramış.

Benimle konuşmak için değil ama.

Kasada çalışan bir kız var.
Onu aramış olabilir.

 

Kardeşim...

Kardeşim mi?

 

Colin.

 

Bazen dükkandan telefon açar.
Genelde ben yokken.

 

Onunla konuşabilir misin?

 

Maurice ve çetesi.
Ahkbar, bak.

-Bence artık...
-Adım Han.

Pekala, Han, dinle.

 

Seni bulurlarsa, büyük
sorunların olur. Camdan çık.

Hayır. Bu yolu seviyorum.

 

Ölecek olan sensin.

Dim sum güzel. Tekrar ara.
Her zaman dim sum. Sağ olun.

 

Bayan O'Day'i neden
rahatsız ediyorsunuz?

O teslimatçı çocuk, moron.

 

Sana adımın Maurice olduğunu
söylemiştim, tamam mı?

 

Kusura bakma.
Unutup duruyorum, boo.

 

Hey, köpek.

 

-Bir koku aldın mı?
-Hayır, hiçbir koku almıyorum.

-Paket yemek nerede?
-Aç mısın, yavrum?

 

Ön tarafı kolla.

 

Hey, Dim Sum!

Sen çok komik adamsın.

 

Bay O'Day hiçbir şeyi
gözden kaçırmaz.

Kızının yakınında yanlış adamların
dolaşmasını da istemez.

Bunun olmaması
benim sorumluluğum.

 

Patakla.

 

Tek hareket bilen sen değilsin.

 

Yakalayın! Yakalayın!
Lanet olsun!

 

Ön tarafa gidiyor!

 

Kim bu piç?

 

Harika ülke.

 

Bedava araba.

 

San Tzu yaklaşık bir ay önce
suikaste kurban gitti.

 

Bir bakkal bombalandı ve
adamın karısı öldü.

 

Ch'u, her an içimizden
herhangi biri olabilir...

...lider olsun, olmasın.

 

Biz zenciler gibi değiliz, Victor.

 

Birbirimize olan sadakatımız
sorgulanamaz.

En azından daha sıkı saldıralım.
Onlara gerçek gücümüzü gösterelim.

 

Çıkarımıza hizmet ettiğinde yapacağız.

 

Evlat.

 

Baba.

Nasıl çıktın?

 

Po nasıl öldü?

 

Demek cezaevinden kaçtın?

 

Po'yu kimin öldürdüğünü söyle.

 

Hala polis gibisin.

 

Benim ve kardeşinin
tutuklanmasını önledin.

 

Çok onurlu bir davranıştı.

 

Ben hapse girdim ve siz
Amerika'ya kaçtınız.

 

Onur bunun neresinde?

 

Nasıl bir baba bunu yapar?

 

Başka çarem yoktu.
Hong Kong'tan ayrılmasaydım...

 

...idam cezası alabilirdim.

 

Unutma, beni reddeden sendin.

 

Hala anlamıyorsun.

 

Anneme, kardeşime...

...bakacağıma söz vermiştim.

 

Bu yüzden buradayım.

 

Bırak, bununla Kai ilgilensin.

 

Po'yu sana bir kez emanet ettim.

 

''Endişelenme.'' demiştin.

 

Bir oğlumu daha kaybetmek
istemiyorum.

 

İhtiyar, başarabileceğini sanmıyordu.

Ya sen?

 

Ben emindim.

 

Çok uzun zaman oldu, Han.
Seni görmek çok güzel.

Söylesene...

 

...o gece neler oldu?

 

Zenci kulübünde kavgaya karıştı.

Tehditler savruldu. Ben onu
bulamadan aynı akşam Po'ya ulaştılar.

 

Neden oradaydı?

 

Anlatmadı.

Kardeşin başına buyruktu
ama bunu hak etmedi.

 

Neden zencilerle kavga etti?

 

Sahil sadece 1 0 kilometrekare.

 

İşyerlerinin yarısı bizim...

 

...yarısı onların.

 

An meselesiydi.

 

Hapiste yumuşamandan korkuyordum.

 

İnsanlar hapiste yumuşamaz.

 

Çok iyi.

 

-Al bakalım.
-Sağ ol.

 

Acıkmış olmalısın.

Gizlice yaklaşıp, korkutmadan
başka bir şey bilmiyor musun?

Ayrıca, şehrin yanlış
kesiminde değil misin?

Dükkandakiler burada
olduğunu söyledi.

Bir dakika. Gelin, çocuklar.

 

Tamam, tamam.
Kim bunu istiyor?

 

Sarıyı istiyordum.

Sarıyı ver.
O en küçüğünüz.

 

Dur. İster misin?

Elbette. Sarıyı istiyorum.

O halde sana yeşil.

 

Kardeşinle konuştun mu?

 

Bunu nereden çıkardın?

Hey, mola.

 

Şu adamı görüyor musun?
Babama çalışıyor.

Çok da sinirlidir.

 

Arkadaşın kim?

 

Kuyrukta tanıştık.
Adını öğrenemedim.

-Adın ne?
-Dostlarım bana Ahkbar der.

 

Pekala Ahkbar, bu Mac.
Mac, Ahkbar.

 

Selamünaleyküm, Ahkbar.

 

Bu o herif değil mi?

Evet.

 

Bizi dövdükten sonra
Mo'nun arabasını alan herif.

Kimse beni dövmedi.
Sen kimden söz ediyorsun.

İşte o herif.

 

Bir adam eksiğimiz var.
Bize katılır mısın?

Ben mi?

Hayır. Bu oyunu bilmiyorum.

Nefes almaktan kolay.

Ayrıca Trish, futbolcuları sever.

 

-Evet.
-Harika.

 

Beyler, kendime yeni
bir oyuncu buldum.

 

Bir çaylak...

 

...ona iyi davranın.

 

Ver şunu!

Kardeşler ve ben, çaylakları
hep iyi karşılarız.

Hiç merak etme.

Arkamda kal yeter.

Sana topu vereceğim ve sen
sahanın öteki ucuna koşacaksın.

 

O kadar mı?

 

O kadar.

 

Hazır ol!

 

Özel hareketini görelim.

 

Mo'nun hareketi!

 

Geliyoruz, çocuklar.

 

-Koş!
-Koşmak mı?

 

Haydi!

 

Lanet olsun.

 

Evvelsi gece dediğim gibi.

 

Hareket bilen tek sen değilsin.

 

İyi iş, dostum.

-Bunu yapmalarına izin var mı?
-Elbette.

Temas serbest.

Bu kez biraz koş ve
dönerek bana bak.

Topu sana atacağım.

 

Buna ''çengel'' denir.

-İki dediğimde.
-Çengel.

Tam burada.

 

Hazır ol!

 

Harika. Harika!
Mo, adamım benim.

 

Kıçını kır.

 

Neden başkasına vurmuyorlar?

 

Topu taşıyan tek sensin de ondan.

 

Tamam. Üç kez at
dedikten sonra ver.

 

İyi misin?

 

Kardeş!

Amerikan futbolu!

 

-Harikaydı.
-Dostum!

 

-Harikaydın.
-Sıkı hareketti.

-Sağ ol.
-Bir şey değil.

 

İşte adresim.

 

Kardeşinle konuştuğun zaman
bana bildir lütfen.

İşte.

 

-Gördün mü?
-Harikaydı!

-Biliyorum. Biliyorum.
-Harikaydı.

 

Babam beni anlamıyor.

 

Bisikletimde bile dört tekerleğin
olmasını istiyor.

 

Babam artık farkına varmalı...

...o ve ben, aynı kişilik
özelliklerini taşıyoruz.

 

Bir erkek olarak
bana saygı duymalı.

Yani erkekliğime saygı
duymaya başlamalı.

Ben üniversiteye gittim.

 

Evet, bebeğim. Gittin.

Evet, bebeğim. Gittim.

 

Örneğin evvelsi gün bana
gelen telefon.

 

Babam işleri benim
halletmemden korkuyor.

Benim fikirlerim var. Yani
fikirlerim olduğunu biliyorsun.

Sanki... Kendim fikir gibiyim.

 

Bir dahilik anı yaşayacağım.

Sihir gerçekleşmek üzere.
Çok korkutucu olacak.

 

Hey, bak.
Öğrenmek istediğim tek şey...

...Colin O'Day ne zaman başa geçecek?

Merak etme, canım.
Senin sıran gelmek üzere.

 

Affedersiniz, Bay O'Day.
Bu tür şeyler hiç kolay değildir.

 

Durun.

Sakın buna bakma. Gel.

Bana bak. Lütfen!

 

Hayır!

 

Bununla bir alakan var mı?

 

Ne söylememi istiyorsun?

-Canın cehenneme.
-Ne yapmamı istiyorsun?

 

Bunu benim kardeşime yapanlar
kadar sorumlusun.

Bana yaklaşma.
Senden nefret ediyorum.

 

Onu kendin de camdan atabilirdin.

 

O benim oğlumdu, Mac.

 

Biliyorum.

 

Oğlumu öldürdüler.

 

Bir yol ayrımındayız, lsaak.

 

Ne hissettiğini bildiğimi
söylemeyeceğim.

 

İşimiz bitene kadar
kendini tutmalısın.

 

Bunu yapan her kimse...

...hayatım üzerine yemin ederim...

 

...en kısa sürede tabuta girecek.

Bunu sağlayacağım.

 

Ne oldu?

 

Colin ve ben bir keresinde çok komik
olduğunu sandığımız bir şey yapmıştık.

 

O ön tarafta saklandı...

...ben de içeri girip, anneme
onun yaralandığını söyledim.

Araba çarptığını ya da
onun gibi kötü bir şey.

 

Annem dışarı çıktığında
Colin önüne atlayacaktı.

Onu şaşırtmak için.

Böylece hepimiz gülmekten
yerlere yatacaktık.

Annem ve ben gülmeyi
çok severdik.

 

8 ya da 9 yaşımdaydım.

 

Colin 11 falandı.

 

Bunu nasıl akıl ettik
bilmiyorum ama...

 

...bağırmaya çağırmaya başladım.

 

Annem evden koşarak çıktı.
''Trish, ne oldu?'' dedi.

 

Ona söylediğimde...

 

...yüzünün halini unutamam.

 

Colin ortaya fırladığında bile
ağlaması kesilmedi.

Onu sıkı sıkı tuttu.

 

Sıkı sıkı sarıldı.

 

Ben daha çocuktum. O an
anlamadım ama şimdi anlıyorum.

 

Anlat.

 

-Ne oldu?
-Colin öldü.

 

Ne kadar ağlarsam ağlayayım...

 

...ortaya fırlayıp, bunun bir şaka
olduğunu söylemeyecek.

 

Üzgünüm.

 

Yardımına ihtiyacım var.

 

Senin gibi ben de olan biteni
öğrenmek istiyorum.

 

Beyler, NFL'e girmeye hazırız.

 

Öteki tekliflerin, bizimkine
yaklaştığını bile sanmam.

Öneri paketimiz çok iyi.
Paramız var.

Organizasyonumuz ve
köprüden birkaç...

...saniye uzakta,
su kenarında emlâklarımız var.

Tanrı bile bir stad için daha uygun
bir yer tasarlayamazdı.

 

Evet, öyle. Beni tanıyorsunuz.

Dağın üzerinde havyar var dersem,
bisküvileri getirmeniz yeter.

 

Anlamıyorum.

 

Bunlar sahildeki emlâklar.

 

Bir anlamı olmalı.

 

Po bunların bulunmasını istemiyordu.

 

Ama neden?

 

Burası mı?

Evet. 44 Riggs Caddesi.

 

Kimse var mı?

 

Eğil!

 

Çinlisin.

 

Haydi ya.

 

Bir kıza vuramam.

 

Amerika'da bir kız seni pataklıyorsa,
beyefendi gibi davranman gerekmez.

 

Victor Ho'nun yerinden geldim.

 

Seni heyecanlandırmışa benziyor.

 

İhtiyar Victor nasıl?

 

Ölü.

 

Ben gelmeden önce
adamlarıyla öldürülmüş.

 

lsaak O'Day gücünü abartıyor.

 

Ho, Çinlilerce öldürülmüş.

 

İmkansız.

 

Birini gördüm.

 

Öteki ailelerden birinin
karıştığını mı düşünüyorsun?

 

Belki Kai bir şey biliyordur.

 

Hayır. O çok sadık.

 

O'Day bu tür bir
ihtilaf yaratmak için...

 

...dışarıdan Çinli tutmuş olabilir.

 

Şimdi sen onun gücünü abarttın.

 

Belki onun kızına daha çok
ilgi göstermeliyim.

 

Onun karışmadığını sanıyorsan,
aptalsın.

 

Güzelliği, mantığını etkiliyor.

 

Lanet olsun. Şunlara bak.

 

İğrenç.

 

Bunlar sayesinde kiramı ödüyorum,
anlıyor musun?

Kuşkusuz.

 

Bir fıçıdaki yengeçler dışarı çıkamaz
ama içeride kalmak istemezler.

Bence çok tuhaflar.

 

Bazı seciler de o kadar tuhaf.

 

İçimizden biri
yükselmeye başladığında...

...senin gibi itin teki
bizi aşağı çeker.

 

Sana bir şey diyeceğim.

 

Burası senin gibi biri için
bok yuvasına benziyor...

 

...ama yine de benim.
Burayı satmayacağım.

 

İşim var.

 

Olaya başka bir açıdan bakalım.

 

İki seçeneğin var.
Ya burayı devredersin...

...ya da kafanı uçurur ve
yengeçlere atarım.

 

Hangisini seçiyorsun?

 

-Tamam. Tamam.
-Seni duyamadım.

Tamam, yapacağım.

-Ne?
-Yapacağım, dedim.

 

İçeri gir ve bana tapuyu getir.

 

Bana bakma. Bu gece haberlere
çıkmanı sağlayacağım.

Senin derdin ne?
Delirdin mi?

 

Buna katlanabilirim.

 

Nasılsın? Seni görmek güzel.

Seni de.

Bir savaş olmasını
umursamıyorlar galiba.

Tekne yansa bile umurlarında değil.

 

Bu hoş bir sürpriz.

 

-Seni buraya getiren ne?
-Victor Ho'yu duydun mu?

 

İntikam almak istiyoruz.

Bu yüzden buradayız. Buraya
saldıracakları tüyosunu aldık.

 

Dalga geçiyor olmalısın.

 

-Ne zaman?
-Şimdi.

 

Parayı al.

 

Bu kadar kısa sürede toplantıya...

...katıldığınız için teşekkürler.

Kardeşlerim, öldüğünüzde...

...bölgeniz ortak mülkiyette kalacak.

 

Sadece ben hayatta kalacağım için...

...ortak mülkiyet benim olacak.

 

Yatırımcılar beni sıkıştırdığında
yolumda durmak istemezsin.

Sefiller yalnız dolaşmayı sevmez.

Genç Bay Roth, sesiniz çok gergin.

Size akupunktur önerebilir miyim?

 

Umarım benim için
iyi haberleriniz vardır.

Tehditlere gerek yok.

Hiçbirimiz bu işin bundan daha fazla
sürmesini istemiyor.

O halde işini bitir ve bana
o tapuları getir.

Lanet olsun. Susie!

 

Bana Keyshawn Johnson'ı
bağlayabilir misin?

 

Benim, baban. Benim. Korkma.

 

Dinle, benimle gelmelisin.

 

Neden?

 

Benimle ön tarafa gel.
Tamam mı?

 

Ch'u'nun oğluyla
takılmana izin veremem.

 

-Adı Han, baba.
-Tamam o halde.

Han'den uzak durmalısın.

Mermilerinden birini
yiyeceğimden mi korkuyorsun?

Durum çok tehlikeli.

Riski göze alacağım.

 

Sen mi yaptın?

 

Neyi?

Kardeşini sen mi öldürttün?

Bunu nereden çıkardın?

Bilmeliyim.

Hayır, öldürtmedim.
Hayır.

 

Ben yapmadım.

Trisha, bana bak.

 

Olayla bir ilgim yok.

 

Fakat onlardan biri, Colin'e
olanların hesabını verecek.

İşadamlığı dediğin bu muydu?

Buna ailemi korumak diyorum.

 

Bana dokunamazsın!

 

Pas kesildi!

 

-Haydi, dostum.
-Geri koşuyor!

Şuna bak! Tekrar ağırdan al.

Senin için geliyoruz.

Bakmama bile gerek yok.

Sadece oynayacağım.
Göremiyorum!

 

Sonuna kadar...

...gidebilir.

 

Annen nasıl?

 

Annen nasıl?

 

Sayı, bebeğim!

 

Al onu. Al onu!

 

Fındıkları ağzına al.

Fındıkları ağzına al, de...

 

Neden çalışmıyorsunuz?
İşinizin başına!

 

Beceriksiz zenciler.

 

Toby! İşine!

 

Maurice, Mac nerede?

Arkaya çıktı.

Onunla konuşmak istediğimi söyle.

 

Evet, efendim.

 

Bir şey istemediğinden emin misin?

 

Hayır, ben iyiyim.

Aşağı ineceğim.

Tamam.

 

O koltukta oturduğumu...

...ilk randevun için saçını
düzeltişini seyrettiğimi hatırlıyorum.

 

Bana Dexter Benson'ı ayarlamıştın.

 

Dostum Dex.

 

-O çocuğu sevmiştim.
-Lütfen, baba.

O kadar korkmuştu ki, iyi geceler
öpücüğü verirken dudağımı ısırdı.

Bir dakika.

 

İlk randevunda o çocukla
öpüşmediğini biliyorum.

Öptüm.

 

Galiba senden intikam
almaya çalışıyordum.

 

Kabul etmesi zor ama...

 

...o günleri özlüyorum.

 

Anneni en çok ne zaman özlediğimi
söylemedim sana.

 

Mezuniyetlerinde ve
birileriyle çıktığında.

 

Seninle hiç duygusal bir
konuşma yapmadığımı biliyorum.

 

Söylemek istediğim pek çok şey vardı.

 

Fakat hislerimi yansıtamadım.
Bunu biliyorum.

 

Hayatımda olmanı istiyorum.

 

Bazı...

 

...şeyler var.

Bunları kanıtlayana kadar...

...burada benimle kalmanı istiyorum.

 

Dinle beni.

Dışarıda sana zarar vererek, bana
zarar vermeye çalışan insanlar var.

Tıpkı kardeşine yaptıkları gibi.

Onlara izin vermektense
lanetlenirim daha iyi.

 

Kim o?

Mac. Telefonun var.

Şimdi olmaz, Mac.

Arayan Roth.

 

Bugün güzel bir gün.

Tapu günü.

 

-Her şey yolunda.
-Kesinlikle.

Bu gece tüm hayallerim
gerçekleşecek.

Planladığımız gibi
kulüpte görüşeceğiz.

 

Çekin yanımda olacak.

 

Silk'te durum nedir?

 

Gece 8'de buluşacağız.

 

Ona dikkat edin.

 

Adam çok kurnaz.

Avantajlı konuma geçmesine
izin vermeyin.

 

Silk'i halledebilirim.

 

Sen delirdin mi?

 

Burada ne işin var?

 

Seni özledim.

İyi. Özle beni. Babam burada olduğunu
öğrenirse, ben de seni özlerim.

Kapının dışında duruyor.

Seninle ne yapacağım ben?

 

Tanrım!

 

Baba.

Bu işi halletmeliyim.

Bir şeye ihtiyacın olursa,
söyle yeter. Tamam mı?

Ben iyiyim, baba.

 

Sakinim. Yapman gerekeni
yap, tamam mı?

 

Tanrım! Haydi, gitmelisin!

 

Hayır, sen ne?...

 

-İyi misin?
-İyiyim, baba.

Dinle. Karnın aç mı?

Pizza alıyorlar.
Söyle, sana getirsinler.

Aç değilim.
Karnım acıkırsa söylerim.

 

Az sonra dönerim.

 

Bu pizza harika.

 

Bebeğim, aç!
Sosisli ve sucuklu pizza getirdim.

Kapıyı aç.
İçinde domuz eti yok.

 

Bu pizza seni uçuracak.
Ne bu? Domino's mu?

 

Daha önce hiç buraya gelmedim.

 

Duvarda Prince var.

Sen de sapıksın, değil mi, Trish?
Neredesin?

 

Köşeyi dönmek üzereyim.

 

Lanet olsun!

 

Nereye gidiyorsun?

 

Bak.

 

Bu listede bulunan yerdekiler ya
boşaltıldı ya da yakıldı.

Biri hariç.

 

Orayı biliyorum.

 

Babam ve Mac ondan bahsetti.
Silk'in kumarhanesi.

 

Kumarhane mi?

Kumar oynayalım.

 

Tamam.

 

İşte şimdi biraz onlara benzedin.

 

Hip-hop.

 

Hip-hop'u biliyorum.

 

Hey, n'aber?

 

Benimle birlikte. Tamam mı?
Biraz rahat bırakın.

 

lsaak'ın kızısın, değil mi?

 

Evet, tatlım.

 

Beni bırakacak mısın?

 

Tamam.

Sağ ol. Gel.

 

Yapmak istediğim bu değil.
Dans pistine inelim.

 

-Pek sevmem.
-Sevmez misin? Çok tatlı. Gidelim.

 

Beni seviyor musun?

 

İçimde seni hissettiğim için

Kalbimde bir şeyler senin
doğru kişi olduğunu söylüyor.

 

Şuraya bak.

 

Buna inanabiliyor musun?

 

Ne yapıyor bu?

 

Beni hissediyor musun?

 

Ben seni hissediyorum.

 

N'aber, Trish?

 

N'aber, Silk?

Konuşalım.

Tamam.

 

Gel.

 

Baban Donald Trump gibi
davranıyor ve...

...sahilde bulduğu her
gayrimenkulu alıyor.

 

Şimdi de kulüp sahibi
olmak istiyor.

Büyük bir iş üzerinde çalışıyor.

Çok büyük. Ne kadar büyük
olduğu umurumda değil.

Baban ve Mac bana istedikleri
kadar baskı yapabilirler.

Fakat Silk burada kalacak.

Aynı şeyi düşünüyorum, Silkie.

 

Bence burada kalıp, bir
görüşme daha yapmalıyız.

Öyle mi, ortak? Bana kendi
kulübümde mi saldıracaksın?

-Sen ne yapıyorsun?
-Kes sesini.

Babam bunu biliyor mu?

Otur.

 

Ne?

Ne?

 

Ne?

 

O silahı bırak.

Daha önce dediğim gibi...

 

...hiçbir şey imzalamıyorum.

Tamam, kendim imzalarım.

 

Bak sen.

 

Bu adamım Dim Sum değil mi?

 

Yoğun bir gece mi?

 

Patronun kızıyla kaçtın, Mac'in
programını alt üst ettin.

 

Şimdi de...

...fena dayak yiyeceksin.

 

Nerede o?

Onunla yatacağını gerçekten
düşünmüyordun, değil mi?

 

Ne?

Trish. Gerçekten seninle yatacağını
sanmıyordun, değil mi?

Durum şu, şişko.

 

Gitmeme izin verirsen,
yaşamana izin veririm.

 

Yaşamama izin verecekmiş!

 

Seni özleyeceğim.

Hele beni güldürmen.
İşe iyi tarafından bak.

 

Bazen kazanırsın...

 

...ve bazen kaybedersin.

 

Mac'in dediklerinin canı cehenneme.
Biri o iti gebertsin.

 

Kalkın!

Kaldırın kıçınızı! Haydi!

 

Dim Sum!

 

Dışarı çık ve oyna.

 

Hey, erişte!

 

Ne yapıyorsun sen?

 

Umarım ayaklarının üstüne
düşersin, çekirge.

Hareket bilen tek sen değilsin.

-Nerede o?
-Oakland Kulübü.

 

Üzgünüm, moron.

 

Adım Maurice...

 

...kaltak.

 

Cristal, Ch'u.

 

İnsan bir kez yaşar.

 

Her şey son pagoda'ya kadar sayıldı.

 

Sen iyi adamsın.

 

İyi harca.

 

Bay O'Day.

Bay Ch'u.

Bir keresinde bana başsağlığı
dilemiştiniz.

 

Ben de oğlunuz için
başsağlığı diliyorum.

Pişmanlığınızı dile getirmek için
bol vaktiniz olacak, Bay Ch'u.

 

lSAAK O'DAY İNŞAAT

 

Muhteşem.

 

Ne kadar?

 

Her şey bunun içindi.

 

Keşke oğlum bugünleri görebilseydi.

 

Ve burada olsaydı.

 

Kalsın.

 

Anlamıyorum.

 

Kendine yeni bir ortak buldun.

 

NFL'de zenci bir kulüp sahibinin
olmasının vakti geldi. Ne dersin?

 

Dalga geçiyorsun, değil mi?

 

Dalga geçmiyorsun.

 

Ne yazık ki ortağım var.
Aslında birkaç tane.

Bir tane daha oldu...

 

...aslında.

Unutma, Bay Roth.
Bu tapular olmaksızın...

...şey alamazsın...

 

Bugünlerde hangi terim
yaygın, Dave?

Mangiz?

 

-Biraz izin verebilir misin?
-Sorun değil.

 

Demek plan bu?

 

Roth'la ortak olmak istiyorsun.

 

Sana söylemek için uygun
zamanı bekliyordum.

 

Kulüp sahipleri arasında
yer alacağım.

Kulüp sahipleri arasında
yer alacağız.

 

Bu insanlarla oynamıyorum.

 

Kulüp sahibi.

 

Bu yasallaşma işinden bıktım.

 

Nasıl yani?

Buna kurumsal yeniden yapılanma
diyorlar galiba. Değil mi?

 

lsaak O'Day İnşaat,
Makyavel A.Ş... .

...tarafından devralınıyor.

 

Neredeyse unutmuştum.

 

En değerli varlığını alıyorum.

 

Ateş ederseniz,
biz de ederiz.

Delirdin mi sen?

 

Senin için 38 milyon dolara değer mi?

 

Sahiden delirmişsin.

 

O beyazın, seni oyunlarına ortak
edeceğini düşündüğün anda delirdin.

 

Ben ve Ch'u arasında anlaşma var.

 

Tapuları vermeyen herkesi hallettik.

 

Nasıl yani?

Baba, Silk'i öldürdüğünde
oradaydım.

 

Bunca şeyin ardından bunu
gerçekten deneyecek misin?

Yıllardır senin arkanı
kolluyorum, lsaak.

 

Açık konuşmak gerekirse,
adamın olmaktan bıktım.

 

Çocuklarını üniversitede
okuttun diye...

...bir anda saygın biri
olduğunu mı sanıyorsun?

 

Sen takım sahibi olmak istiyorsun.

 

Mac ise sokakların
sahibi olmak istiyor.

 

Senin sorunun da bu.

 

Peki ya Colin?

 

Ne olmuş ona?

 

Colin'i mi öldürdün?

 

Sahte savaşlarda bile
kayıp verilir, lsaak.

 

Collard Green uçmayı bilmiyordu galiba.

 

Lanet olsun, Roth.

Ona göz kulak ol.

 

Yakala onu.

 

İndir!

 

Hemen indir!

Olmaz!

 

Neden kardeşimi öldürdün?

 

Çinlilerin ölümü, kendi
aranızda emredildi.

 

Bunun için minnetini
kendi adamlarına sun.

 

Fakat buna fırsatın olmayacak.

 

Üzgünüm Romeo, ölmek zorundasın.

 

Lanet olsun...

 

...yine aynı soğukkanlılık.

 

Polisi aradık.

-Ambulans yolda.
-Sağ ol.

Ben iyiyim. Sen nasılsın?

İyi misin? Ben iyiyim.

 

Bu, Han mı?

Evet.

 

Bunda soruna yol açan
sen miydin?

 

Elini sıkayım.

 

Sıkı tutuyorsun. Bunu severim.

 

Babanla kal.

Kalırım.

 

Düşündüğümden daha kısa.

-Biliyorum.
-Kısa bir herif.

Seninle nasıl basa çıkarım?

 

Kardeşin yönetmeye uygun değildi.

 

Disiplinli değildi.

 

Bu yüzden mi onu öldürdün?

Yapmak zorunda kaldım.

 

''Zorunda'' mı?

 

Kardeşim.

 

Öyle.

 

Po'nun ölümü...

 

...bir hataydı.

 

Haydi.

 

Haydi!

 

Vur bakalım! Haydi!

 

Senin için, oğlunu öldürmek...

 

...sokakta bir köpek ezmek gibiydi.

 

Yoluna çıkan bir şeyi.

 

Po, Roth ile olan anlaşmamızı
tehlikeye sokacaktı.

Onu durdurmak için her şeyi yaptım.

 

Doğru olanı yapmak dışında.

 

Babası olmak.

 

Ne öneriyorsun?

 

Babayı öldürerek, kardeşin
öcünü almak mı?

 

Kendini daha rahat hissedeceksen,
devam et.

 

Kardeşimin onurunu düzelttim.

 

Ölümünden sorumlu olan kişiyi buldum.

 

Sana ne olacağına
kader karar verecek.

 

Seni polis yakalamazsa...

 

...öteki Çinli aileler yakalayacak.

 

İstediğini yap, baba.

 

Bu kez senin yerine kimse
hapse girmeyecek.

 

İyi misin?

 

İyiyim.

 

Haydi, gidelim.

 

ROMEO ÖLMELİ

 

Turkish Subtitles Adapted by
Adaptasyon: Gelula/SDl